‘Beyaz ırkçılar’ ve Siyonistler..

Abdullah Muradoğlu

Abdullah Muradoğlu

Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi "Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi" bölümü mezunu. 15 yıldan uzun zamandır basın camiasının içinde yer aldı. 1997 yılından bu yana Yeni Şafak Gazetesi Haber Merkezi'nde özel haberler, dizi yazıları, araştırma yazıları, röportajlar, tarih sayfaları ve köşe yazıları yazdı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri Röportaj Dalı'nda ödüle layık görüldü. Biyografi alanında dört kitap yayınladı. Sivil toplum kuruluşlarında çeşitli görevler üstlendi.

ABD’de “Cumhuriyetçi Parti”yi daha sağ (ve daha İsrail’ci) çizgide dönüştürmek isteyen Steve Bannon’ın “Avrupa Birliği ülkelerindeki ırkçı, göçmen karşıtı, anti-İslam partilerle bağlantısından söz etmiştik. Trump’ın eski Başstratejisti Bannon’ın bu bağlantıları “Küresel Çay Partisi” olarak tanımladığından bahsetmiştik. Kezâ “Küresel Çay Partisi”nin ortak özelliğinin “İsrail yanlısı” olduğunu belirtmiştik. İngiltere’de radikal sağ çizgideki “Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi-UKİP”in eski lideri, “Brexit”in sembol isimlerinden Nigel Farage, Bannon’ın en sıkı dostları arasında. Farage, Trump’ın 2016’daki Başkanlık seçim kampanyasına da iştirak etmişti. Bannon, yönettiği “Breitbart News”in Londra ofisinin, İngiltere’nin AB’den çıkması için yapılan “Brexit kampanyası”nda önemli rol oynadığını vurgulamaktan pek hoşlanıyor. Farage de, Breitbart’ın bu desteğinden hep sitayişle bahseder.

ABD’deki Evanjelist Hıristiyanlar içinde de İsrail’e güçlü bir destek var. Başkan Yardımcısı Mike Pence, İsrail yanlısı Evanjelist Hıristiyanların Trump yönetimi içinde ulaştığı siyasi gücün zirvesini temsil ediyor. Bütün bu gruplar Trump’ın ‘Kudüs kararı’nda etkili oldu.

“Amerikan Siyonist Organizasyonu (ZOA)”, Bannon’u İsrail’in ABD’deki en sıkı müttefiki görüyor. Amerika’daki liberal Yahudilerin ‘anti-semitik’ ve ‘beyaz ırkçı’ olarak suçladıkları Bannon ve yol arkadaşı Sebastian Gorka’ya “ZOA” sahip çıktı hep. Gorka da Trump’ın danışmanlarındandı. “ZOA”, ABD’deki anti-semitik beyaz ırkçı gruplarla ilgilenmiyor. İsrail’in çıkarlarına zarar vermedikleri sürece bunda bir beis görmüyor ZOA. Liberal Yahudiler ise Amerika’da yaşamayı tercih ettikleri için çok hassas davranıyorlar ve “Beyaz Irkçı” gruplardan tedirginlik duyuyorlar. ZOA ile liberal Yahudiler arasındaki en bariz farklılık bu. “ZOA” Amerika’da sahip olduğu gücü sadece Netanyahu için harcıyor.

Benzer bir durum “Avrupa Birliği” ülkelerinde yükselen göçmen karşıtı, ırkçı, anti-İslam partiler için de geçerli. Netanyahu hükümeti, Avrupa’daki anti-semitik gruplardan çok, liberal Yahudileri daha tehlikeli buluyor. Avrupa’da yaşayan Yahudilerin anti-semitik ve ırkçı gruplar tarafından tedirgin edilmesi İsrail’e göçe teşvik edeceği için yararlı görüldüğü bile söylenebilir. İsrail’den dışarıya göçler, giderek nüfusu yaşlanan ve iş gücü azalan İsrail için ‘güvenlik’ sorunu teşkil ediyor. İşgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinli nüfusu ise artıyor. Bu yüzden Netanyahu hükümeti İsrail’e Yahudi göçünün durmasından kaygı duyuyor.

İsrail, Avrupa Birliği içinde müslümanların oranının artmasını da istemiyor. “Mossad” eski başkanlarından Efraim Halevy, “Karanlıktaki Adam” başlığıyla yayımladığı anılarında Avrupa’da Müslüman nüfusun artmasından duyduğu rahatsızlığı yansıtıyordu. Avrupa’daki Müslümanlar arasında doğum oranlarının yüksek olduğuna dikkat çeken Halevy, yakın bir zamanda Müslümanların nüfusunun yüzde 10 oranına ulaşabileceği ikazında bulunuyordu.

Halevy’ye göre AB’de müslüman nüfusundaki artış eğilimi kıtanın büyük bir özenle ele alması gereken bir mesele. Halevy anılarında “Türkiye’nin AB üyeliği Doğu’da doğup beslenen terörün kontrol altına alınması ihtimalini arttıracak mıdır yoksa teröristlere özgür dünyanın karşı karşıya olduğu tehlikeyi çok büyük ölçüde arttıracak Truva Atı yöntemi benzeri imkanlar mı sunacaktır? Bunlar son derece ciddi sorulardır ve bunların basit ve açık cevapları yoktur” diyordu. AB ülkelerindeki Türkiye aleyhtarı, İslam ve göçmen karşıtı söylem ve eylemlerin İsrail’in göç politikalarıyla örtüştüğü görülüyor. İngiltere’de “UKİP”in, Almanya’da “Almanya İçin Alternatif” partisinin ve Hollanda’da “Özgürlükler Partisi”nin her fırsatta İsrail yanlısı olduklarını göstermeleri boşuna değil.

Bir cevap yazın

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.