Türk Spor Medyasının Baronları 3

Yazan: Celal Eren Çelik / Haber Alternatif

Çok büyük ilgi gösterdiğiniz ve özellikle spor camiası içerisinde ciddi ses getiren yazı dizimizin bu gece 3. bölümü ile sizlerle birlikteyiz…

Yazı dizimizin bu bölümünde de ilginç ve girift ilişkiler ağına şahit olacak ve milyon dolarlık pazarlıkların nasıl döndüğünü okuyacaksınız…

Çok fazla girizgahı uzatmadan yazı dizimizin üçüncü bölümünü yazmaya başlayalım…

***

Takvim yaprakları 3 Haziran 2000’i gösterdiğinde Galatasaray Spor Kulübü için “Tarihi” önem arz eden olağanüstü genel kurulu yapılmaktaydı.

Faruk Süren yönetimi kulübün şirketleşmesi ve bu şirketin hisselerinin bir bölümünün Amerikalı küresel sigorta devi American International Group’a (AIG) devredilmesi,bir bölümünün de borsaya arz edilmesi ile ilgili genel kurul üyelerinden yetki talebinde bulunuyorlardı.

Bu yetki talebi genel kurulda son derece sert tartışmalara yol açsa da günün sonunda Faruk Süren yönetimi bu yetkiyi genel kuruldan alıyorlardı.

Ve bu yetkinin alınmasından sonraki süreçte Galatasaray hisselerinin %21,05’i AIG’ye blok olarak 20 milyon Dolar bedelle satılacaktı.

Ancak yapılan satış anlaşmasında bir tuhaflık vardı…

Öyle bir anlaşma yapılmıştı ki bu anlaşma belki de Türk spor tarihinin en kötü anlaşması olarak nitelendirilebilirdi.

Zira yapılan anlaşma ile Galatasaray’ın %21.05 hissesini satın alan AIG şirketi futbol takımının hiç bir masrafına el sürmez ve bu masrafları Galatasaray kulübü karşılamaya devam ederken, kulübün isim hakkı,medya hakkı,lisanslı ürün pazarlama ve reklam hakkı tamamen AIG’ye bırakılmış üzerine AIG şirketleşen yapıdaki yönetimde çok önemli bir güç elde emişti.

Yani Galatasaray Spor Kulübü’ne gelecek tüm kar AIG’nin oluyor, giderleri ise kulüp ödemeye devam ediyordu…

Bu anlaşmanın yapıldığı tarihten 2 sene sonra 23 Mart 2002’de Galatasaray Başkanlığı görevine seçilen Özhan Canaydın anlaşmadaki fecaati görünce bu anlaşmadan kurtulmak ve anlaşmayı iptal etmek isteyince Galatasaray ile AIG arasında başlayacak uzun mahkemeler süreci de başlamış oldu.

Galatasaray’ın mali tablosu kötüydü ve kulüp AIG’den hisselerini geri alamıyordu.. Canaydın hisseleri geri alabilmek için gerekli parayı bulmak için kime gitse kapılar yüzüne kapanıyordu.

Bu arada tam 4 sene geçiyor, hukuki süreç AIG lehine işliyor ve Galatasaray için hisseleri geri alabilmek için belirlenen son gün yaklaşıyordu…

İşte Galatasaray için tam da “Umutlar tükendi” denildiği anda sürenin bitmesine günler kala Ünal Aysal devreye giriyor ve 23,5 milyon Dolar ödeyerek hisseleri satın aldı. (Bu arada Galatasaray’ın AIG’ye 9 milyon Dolar tazminat ve 1,5 milyon dolar da vekalet ücreti ödediğini de belirtelim)

Ünal Aysal AIG hisselerini alırken Galatasaray yönetimi ile de bir anlaşma yapıyor ve bu hisseleri 18 Mart 2006 tarihine kadar Galatasaray’ın bedelini ödeyerek satın alabileceği maddesi anlaşmaya ekleniyordu.

Şimdi bu önemli konuya geri dönmek üzere burada bir virgül koyalım ve yazmaya devam edelim…

***

Tarih: 10 Haziran 2001…

Bu tarih hem Türk sporu,hem de Türk spor medyası açısından önemli bir tarih…

Zira bu tarihte Fatih Altaylı “Bundan sonra her Pazar spor yazacağım” diyerek spor ve aslında futbol dünyasına el atıyordu…

Fatih Altaylı’nın 10 Haziran 2001 tarihli ilk yazısının başlığı doğrudan o esnada seçim sürecine giren Galatasaray’da tek başkan adayı olarak ortaya çıkmış olan Mehmet Cansun’u hedef alıyordu…

Fatih Altaylı “CANSUN’A KULÜP EMANET EDİLEMEZ” başlıklı yazısında resmen Mehmet Cansun’u transferde usulsüzlük yapmakla suçlamaktaydı.

Altalı aynen şunları yazıyordu yazısında:

“…

Geçen yıl transfer dönemi. Galatasaray, Samsunspor’un golcüsü Serkan’a talip.

Serkan için pazarlıklar yapılıyor.

Ve sonunda Samsun’a ödenecek bonservis bedeli olarak 4 milyon dolar civarında bir yere geliniyor.

Galatasaray yönetimi, işi bitirmesi için yetki ve bir de çek karnesi vererek Cansun’u Samsun’a yolluyor.

Cansun’a verilen yetki, 3 milyon 600 bin dolara kadar.

Bunun için de yanına verilen çek karnelerinde 36 adet 100 bin dolarlık yaprak var.

36 ay vadeli olarak bonservis bedeli ödenecek.

Yetki bundan ibaret.

Cansun gidiyor, işi bitiriyor ve geliyor.

Serkan Galatasaraylı oluyor.

Ama kaça?

Kilit soru işte bu.

3 milyon 600 bin dolar yetki alan Cansun, işi 7 milyon 600 bin dolara bitiriyor.

Cansun yönetime verdiği raporda, ‘‘Kusura bakmayın. 38 adet 200 bin dolarlık çek verdim’’ diyor.

Verilen yetkinin tam iki misli.

Bu rakam Samsunspor’un hesaplarında nasıl görünüyor bilmem.

Ama Galatasaray’daki görüntü bu.

Şimdi aynı Mehmet Cansun’a, zaten sıkıntıda olan Galatasaray’ın bütçesi emanet edilecek.

Nasıl edilecek, benim aklım almıyor!”

Fatih Altaylı yazısındaki “Bu rakam Samsunspor hesaplarında nasıl gözüküyor bilmem. Ama Galatasaray’daki görüntü bu” diyerek aslında “Mesaj” veriyordu ancak o günlerde Galatasaray taraftarı bu yazısından ötürü “Helal olsun Fatih Altaylı’ya kulübün hakkını nasıl savunuyor,nasıl hesap soruyor” diye kendisini alkışlıyordu.

Oysa Altaylı’nın mesajı hedefini 12’den vurmuş tam yerine ulaşmıştı…

Ve bu “Mesajın” gayet iyi anlaşıldığı Altaylı’nın CANSUN’A KULÜP EMANET EDİLEMEZ deyip,Cansun’u transferde usulsüzlük ile suçladığı yazısından sadece 37 gün sonra 17 Temmuz 2001 tarihinde Mehmet Cansun’un başkan seçildiği Galatasaray Genel Kurulu’nda Cansun’un listesinde “2.BAŞKAN” olarak listeye girdiğinde çok net biçimde ortaya çıkacaktı.

Evet Fatih Altaylı 37 gün önce transfer usulsüzlüğü ile suçlayıp,”KULÜP EMANET EDİLEMEZ” dediği Mehmet Cansun’un 2. Başkanıydı artık.

Zaten Altaylı da bir daha Cansun’un usulsüzlükleri hakkında tek kelime etmeyecekti…

Bu arada Galatasaray Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Cansun ablası olan Hepsen Hanım, AKP kurucusu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir zamanlar ki “Beyni” olan Cüneyt Zapsu’nun eşi Beyza Zapsu’nun annesi.Yani Cüneyt Zapsu’ nun eşi Mehmet Cansun’un yeğeni.Ayrıca BİM MARKETLER ZİNCİRİ’nin ortaklarından olan Cüneyt Zapsu’nun ağabeyi Aziz Zapsu da Mehmet Cansun’un baldızı Gülgün Zapsu ile evli..

Tabii bu ilginç ve girift ilişkiler Cansun’un Galatasaray Başkanlığı görevine seçilmesinde etki etmiş midir bilinmez lakin Cansun’un başka “Enteresan” ilişkileri de içinde taşıdığı kesin…

Devam edelim o halde yazmaya…

***

Fatih Altaylı’nın 2. Başkan olarak girdiği Mehmet Cansun’un yönetiminde bir isim dikkat çekmekte:Yiğit Şardan.

Yiğit Şardan o yönetimde İDARİ İŞLERDEN SORUMLU ASBAŞKAN olarak görev alıyor.Ve Yiğit Şardan’ın yönetime girmesini Fatih Altaylı’nın sağladığı konuşuluyor.Zira Şardan ile Altaylı’nın yakın ilişkileri söz konusu.

Nasıl olmasın? Fatih Altaylı medyanın en tepelerinde olan bir isim Yiğit Şardan Türk medyası için iş yapan en büyük reklam şirketlerinden GÜZEL SANATLAR ŞİRKETLER GRUBU’nun sahibi…Yani öyle böyle bir grup değil,2003 yılında Yiğit Şardan’ın şirketinin cirosu 150 milyon Dolar…

Şimdi efendim sizlerle bu enteresan seçimden 4 yıl sonrasına yani 2005 yılına gidiyoruz…

2005 yılı Türk medyası için hareketli geçmektedir.Zira SABAH-ATV grubunu satın alarak medya sektörüne giren Hüsamettin Özkan’ın damadı Turgay Ciner 2005 yılında 2. bir ulusal kanal kurmak için kolları sıvamıştır…

Ve kanalın ismi de KANAL 1 olarak belirlenmiştir bu kanal için Ciner çok büyük yatırım yapmış,2006 Dünya Kupası’nın yayın hakları9nı satın almıştır ve iddialı bir ekibi yüksek transfer bedelleri ile de olsa kurmaya kararlıdır.

İşte 2005 yılının Temmuz ayında medyaya büyük bir transfer bombası düşecek ve Ciner yeni medya yapılanmasının tepesine oturtmak için Fatih Altaylı’yı Hürriyet’ten SABAH GAZETESİ’ne transfer edecektir. Ama asıl plan Fatih Altaylı’nın tek yetkili olarak yeni kurulan KANAL 1’i yönetmesidir.

Medya kulislerinde Turgay Ciner’in çok büyük transfer ücreti alan Altaylı’ya sadece “Hoş geldin jesti” olarak 110 bin Euro değerinde kol saati hediye ettiği konuşulmaktadır.

Ama bu “TRANSFERİN” daha önemli bir tarafı vardır… Zira o dönem Fatih Altaylı’ya kurulan KANAL 1’den hisse verildiği yazılmış ve ne Ciner,ne Altaylı bunu yalanlamamıştır…

Peki Türk basınında bu kanalı yürütebilecek daha pek çok önemli isim varken,daha 2-3 ay öncesine kadar en önemli rakibi Aydın Doğan’ın gazetesi Hürriyet’te kendisi için ağır eleştiri yazıları kaleme alan, daha önce hiç bir ilişkisi olmayan Fatih Altaylı’yı tercih etmiştir Turgay Ciner? Ciner’i Fatih Altaylı tercihine kim ikna etmiştir?

Efendim Turgay Ciner KANAL 1 televizyonunu kurarken yanındaki ortağı Fatih Altaylı’nın 2001 yılında Galatasaray yönetimine girmesine vesile olduğu Yiğit Şardan’ın Güzel Sanatlar Şirketler Grubu’ndan başkası değildir.

Böylece Fatih Altaylı KANAL 1’den aldığı hisse ile “MEDYA PATRONLUĞUNA” geçiş yapmıştır.

(Altaylı’nın hisse aldığına dair haberlere yalanlama gelmediğini ve bu haberlere bugün dahi erişebildiğinizi tekrar hatırlatalım)

Böylece Şardan ve Altaylı ticareten ortak da olmuşlardır…

Ve efendim işte atılan imzalar ile Fatih Altaylı’nın bugün de devam eden Kenan Tekdağ ile birlikte Turgay Ciner’in medyadaki sağ kolu olma süreci başlayacaktır.

***

Şimdi Galatasaray hisselerinin ne olacağının belirsizliğini koruduğu yazımızın başında geri dönmek üzere virgül koyduğumuz 2006 yılına geri dönelim…

Galatasaray ciddi bir borç batağı içerisinde…

Galatasaray’ın %21,05 oranındaki hissesi Ünal Aysal’ın elinde ve bu hisselerin geri alınması için son tarih 18 Mart 2018…

Galatasaray hisseleri geri almak için 23,5 milyon Dolar bulamıyor…

Ve o esnada Galatasaray hisseleri değer kazanmaya başlıyor,zaten asıl cümbüş hisselerin değeri artınca başlıyor…

İşte tam da bu süreç ile ilgili olarak Gaşatasaray Camiasının önde gelen bazı isimleri diyor ki; “O dönem hisselerin değeri 36 milyon Dolar bandına doğru yükselince Fatih Altaylı Turgay Ciner adına devreye girerek Ünal Aysal’a gitti ve hisseler için 27 milyon Dolar teklif etti”

Camianın ileri gelenleri Aysal’ın bu teklifi reddettiğini ve dar bir çevreye Altaylı ile arasında yaşanan bu olayı anlattığını ifade ediyorlar…

Ama Galatasaray hisseleri değer kazanınca devreye giren sadece Altaylı değil…

Galatasaray camiasının önemli isimlerinden Turgay Kıran da Türkiye Ofisi AKMERKEZ’de olan bir yabancı yatırım fonu ile bu hisseleri almak için 3 farklı teklif yapıyor ve 28 milyon Dolar’a kadar teklif yükseltiliyor ama Aysal bu teklifi de kabul etmiyor.

Aysal teklifleri reddettikten sonra hisseleri 38,5 milyon dolara satıyor, bu paranın 2,5 milyon dolarını kulübe veriyor net olarak da 35,5 milyon dolar alıyor.Yani Aysal 23,5 milyon Dolar ödeyerek satın aldığı Galatasaray hisselerinden tam 12 milyon Dolar kar ediyor

Peki Fatih Altaylı yahut Turgay Kıran 27 milyon Dolar’a hisseleri Aysal’dan alsalardı bu kar kimin cebine gidecekti diye sormadan duramıyor insan…

Yazıyı kaleme almadan önce görüştüğüm Turgay Kıran’a yakın isimler “Doğrudur Turgay Bey bu hisseleri bir yabancı fonun finansmanı ile almak istedi ama alım Galatasaray kulübü adına yapılacaktı” dediler.

Ama bu yabancı fonun bu hisseleri 27-28 milyon Dolar ödeyerek Galatasaray’a “Hediye etmek” için amme hizmeti yapmak adına satın almayacağı açık…

O zaman Galatasaray hisselerine sahip olacak bu fona bu hisseleri aldıran kişinin fon şirketi ile ilişkileri üzerinden Galatasaray üzerindeki gücünün nasıl artacağı da, bu yabancı fon üzerinden hisselere talip olan Turgayt Kıran’ın daha sonra Galatasaray Başkanlığı’na talip oluşu da ortada olunca yorum size kalıyor…

Bu işin Turgay Kıran Kısmı…

İşin Altaylı kısmına gelince…

Altaylı’nın bu girişimini belirttiğimiz gibi Ünal Aysal’ın birebir anlattığı camianın önde gelen isimlerinden “Dar bir çevre” dışında kimse yok.

Ama Altaylı’nın bu hisseleri kendisi için değil Ciner adına satın almak isteyişi ve 10 milyon Dolarlık karın Turgay Ciner için “Çerez parası” bir rakam olması insana “Bugün Kasımpaşa’yı alarak futbol endüstrisine girmiş olan Ciner bu satış gerçekleşseydi aldığı hisseler ile yönetimde elde edeceği güç düşünülürse ve buna Galatasaray’ın mali zorluğu ile Fatih Altaylı tarafından yönlendirilen spor medyası üzerindeki etkisi eklenince acaba Kasımpaşa yerine Galatasaray üzerinden mi sektöre girecekti?” sorusu akıllara geliyor.

Yani o hisseler üzerinden Galatasaray üzerinde güç mücadeleleri yaşanıyor,planlar yapılıyor..

Yani Fatih Altaylı’ya sormak lazım bu anlatılanlar doğru mu diye biz buradan sormuş olalım kendisine…

Fatih Altaylı yaşıyor, Ünal Aysal yaşıyor, Aysal’ın bu yaşananları anlattığı camianın ileri gelenleri yaşıyor…

Elbet bir gün birisi anlatır yaşananları..

Biz devam edelim yazmaya…

****

Fatih Altaylı’nın bir diğer yakın olduğu isim kim? Abdürrahim Albayrak… Bunu not edin,biz de devam edelim…

Tarih:3 Eylül 2019

Fatih Altaylı Habertürk televizyonunda spor dünyasındaki etki alanını sürdürmesi ve genişletmesi için kendisine özel hazırlanan ve diğer katılımcıların adeta “işlevsiz” bir halde yanında bulunduğu SPOR SAATİ isimli programında Türk futbol tarihinin yapılan sözleşme olarak açık ara en kötü sözleşmesini içeren -Oyuncunun Dünya çapındaki kariyeri ve kalitesi bu gerçeği değiştirmiyor,yazıyı okuyanlar burada taraftar gözlüğünü çıkartsınlar- Falcao transferini överek ” Ali Koç’un yerinde olsam Falcao’yu alırdım.Vizyon dediğin budur” diyor…

Şimdi Fatih Altaylı’nın bu sözleri söylemesinden sadece 35 gün sonrasına gidiyoruz…

Tarih 8 Ekim 2019

Fatih Altaylı yine Habertürk’te arzı endam ediyor ve daha 35 gün önce övdüğü Falcao transferi için “”Falcao’yu almamalılar diye bağırdım burada. Senin Falcao’yu koltuk altına aldığında, o koltuk altına girmeyen futbolcunun ruh halini de unutmayın. Falcao’yu özel uçakla aldığında tarifeli seferle gelen futbolcunun halini unutmayın.” sözlerini sarf ediyordu…

Galatasaray’ın 10 milyon Euro ödediği Diagne transferini herkes fiyatı nedeni ile eleştirirken Altaylı ekrana çıkıyor ve transferin doğru ve akıllıca bir transfer olduğunu söylüyor,Diagne’yi övüyordu…

Tabii Altaylı’nın Diagne transferini “Doğru” ve “Akıllı” bulmasında Galatasaray’ın 10 milyon Euro’sunun Turgay Ciner’in sahibi olduğu Kasımpaşa’nın kasasına girmesinin bir rolü var mı bilinmez.

Ve Altaylı uzunca bir süredir “SİSTEMATİK” olarak, başkan seçilmesinde etkin rol oynadığı Mustafa Cengiz için çok sert bir muhalefet başlatıyor,televizyondan ve gazeteden Mustafa Cengiz’e tabiri yerindeyse “Giydiriyordu”

Peki ne olmuştu da Fatih Altaylı,başkan seçilmesinde etkin rol oynadığı Mustafa Cengiz’e birden bu kadar sert biçimde cephe almıştı?

Zira Mustafa Cengiz “Başkanlık hayalleri kurmaya başlayan” Abdürrahim Albayrak’ı dışladı…

Abdürrahim Albayrak önemli zira sadece Fatih Altaylı’nın yakın arkadaşı değil ayrıca direkt Recep Tayyip Erdoğan ile yakınlığı olan bir isim.

E Turgay Ciner’in milyar dolarlık işleri için de böyle “Dostlar” önemli…

O nedenle camiadan gelen bilgiler Fatih Altaylı’nın Galatasaray Başkanlık seçiminde Burak Elmas ismini destekleyeceği yönünde…

Burak Elmaz kim? Eski Galatasaray Başkanı Faruk Süren’in damadı…

Faruk Süren TRANSTÜRK ile battı, damadı Burak Elmas da bir süre önce iş dünyasında büyük zararlar gördü mali olarak sıkıntıda…

E böyle bir yönetimin hele de Galatasaray’ın şu fecaat mali tablosunda neye ihtiyacı var? Tabii ki kendisine “Kasa rahatlığı” sağlayacak bir isme…

Evet tahmin ettiğiniz gibi o isim de planlar istenildiği gibi işlerse Abdürrahim Albayrak olacak…

****

İşte medyanın baronları Türk futbolu ve asırlık kulüpler üzerinde böyle etkili oluyor,planları böyle kuruyor…

Birileri de kendisine “Spor yazarı ” deyip dömi “VOLEYE” kalkıp Abdürrahim Albayrak için “Kulüpten 60 milyon alacağı var,tüm başkan adaylarının eli Abdürrahim Albayrak’a mahkum” mealinde konuşup algı yaratarak (Zira kulüp içinden aldığım bilgi bu miktarda bir alacağın olmadığı şeklinde)”VOLE” ye kalktıkları ekranlara “Apo abicim,bak biz sana Apo abi diyoruz” dedikleri için gıklarını çıkartamıyorlar…

Tabii “Apo abilerinin” verdiği özel kahvaltılarda masa güzel…

4. bölümde bu dömi “VOLECİ” “BİP” sesi hastası, “Twitter çöp” deyip Twitter’da stalk yapan,Ekşi Sözlük başlıklarını “ÖZEL HABER” diye duyurup rezil kepaze olanları,rezil kepaze oldukları videoları alelacele kaldırtanları yazacağız efendim…

Cumartesi günü yazı dizimizin 4. bölümünde buluşmak üzere…

Bir cevap yazın

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.