Kılıçdaroğlu: Bize satamazlar ama Bahçeli’ye sattılar

AK Parti ve MHP’nin uzlaştığı anayasa değişiklik paketini eleştiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Sonra yargı bağımsızdır diye bize satmaya çalışacaklar. Bize satamazlar ama Bahçeli’ye sattılar” dedi. Kılıçdaroğlu, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov’a yönelik suikastın ardından saldırganın yakalanamamasını da eleştirdi, “Kimse yok, niye canlı yakalamıyorsun?” diye sordu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu haftaki Meclis grup toplantısındaki gündeminde AK Parti ve MHP’nin uzlaştığı anayasa değişiklik paketi ve Rus Büyükelçi Karlov’un öldürülmesi vardı. Anayasa değişiklik teklifinin öngördüğü ‘Cumhurbaşkanlığı sistemi’ne yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Seçimden sonra Meclis’e gelip ‘Tarafsız cumhurbaşkanı olacağım’ diye yemin edecek. Çünkü o maddeyi değiştirmiyorlar. Sen partinin başkanı olursan cumhurbaşkanı olamazsın. Partinin başkanı, cumhurbaşkanı, tepede sen diktatör olursun kardeşim başka bir şey olamazsın. Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinin 12’sini ben atayacağım diyor. HSYK yargıçlarının da 12’den 6’sını cumhurbaşkanı belirliyor. Sonra ‘Yargı bağımsızdır’ diye bize satmaya çalışacaklar. Bize satamazlar ama Bahçeli’ye sattılar.

Bir kararnameyle birden fazla ili kapsayan bölgesel yönetimler kurabilecek. Sayın Devlet Bahçeli’nin kulağına küpe olsun bu lafım. Başka bir şey demiyorum.”

“Kendi darbelerine anayasal statü kazandırmak istiyorlar”

“Bugün bu anayasa değişikliği, TBMM Anayasa Komisyonu’nda görüşülecek. Arkadaşlarımıza ‘Hiçbir değişiklik önergesi vermeyeceksiniz. Verdiğiniz her önerge bunu meşrulaştırır’ dedik.

Ne yerlidir ne millidir, gayri millidir bu. 140 yıllık parlamento deneyimini çöp sepetine atıyorlar. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir dikta yönetimi yoktur. İlk kez bizde olacak. Kendi darbelerine anayasal statü kazandırmak istiyorlar. Size sözüm söz, buna izin vermeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti birilerine teslim edilemez. Türkiye Cumhuriyeti el kaldırıp, indirilerek rejim değişikliği yapılacak bir ülke değildir. Herkes aklını başına alsın.”

“Yapılan bal gibi rejim değişikliği”

“20 Temmuz darbesinden sonra şimdi başkanlık uygulamasıyla 20 Temmuz darbecileri güvence altına alınıyorlar. Yapılan bal gibi rejim değişikliğidir. Parlamenter demokratik sistemi kaldırıp, dikta yönetimine uygun bir rejim getiriyorlar.”

“Diktatöre TBMM’yi fesih yetkisi veriliyor, vermeyeceğiz”

Anayasa değişiklik teklifinde, cumhurbaşkanına Meclis’i feshetme yetkisinin verildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, 1924 yılında yapılan anayasa görüşmelerinde benzer bir maddenin Atatürk’e verilmesi için tartışıldığını anlattı. Kılıçdaroğlu, “Feshedebilir, hiçbir gerekçe yok. Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Gazi Meclis, ‘Ben bir kişiye Meclis’i feshetme yetkisi vermem’ diyor. İsterse Mustafa Kemal Atatürk olsun. Burada milletin iradesi vardır, deniliyor. Şimdi tarihi unuttuk. TBMM’nin ne anlama geldiğini de unuttuk. Bir diktatöre TBMM’yi fesih yetkisi veriliyor. Vermeyeceğiz arkadaşlar, vermeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye yönetilmiyor”

Beşiktaş ve Kayseri’deki saldırıları hatırlatan Kılıçdaroğlu, düşüncesinin ‘Türkiye iyi yönetilmiyor’dan ‘Türkiye yönetilmiyor’ noktasına geldiğini belirtti:

“Evlerimizde oturuyoruz, televizyonları seyrediyoruz; ama emin olun hepimiz ülkenin geleceğinden kaygı duyuyoruz. Nereye gidiyor bu ülke? Bu soruyu sormak zorundayız. Bir haftada yaşananlara bakın. İstanbul’da, Kayseri’de ve dün akşam Ankara’da, ne oluyoruz? Daha önce ‘Türkiye iyi yönetilmiyor’ diyordum. İyi yönetilmiyor değil, Türkiye yönetilmiyor. Ne olduğu belli değil. Bu ülkenin istihbaratı yok mu? Bu ülkenin devleti yok mu? Ne oluyor böyle? Kim, kimler Türkiye Cumhuriyeti’ni bu hale getirdi? Ben bu soruyu sorunca bizi hemen suçluyorlar. ‘Vay efendim bunu niye söylediniz?’. Ben bunu dile getirmeyeceğim de kim dile getirecek? Bu ülkenin bekasından sadece ben değil, herkes sorumlu.”

“Liyakati tamamen çökertirseniz terörle mücadele edemezsiniz”

‘Teröre karşı ortak mücadele’ vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Hep birlikte terörü kınamak ve lanetlemek zorundayız. Teröre karşı bizden ne isteniyorsa vermeye hazırız. Açık çek verdik size. Siz devleti yönetiyorsunuz. Bizden bir şey istediniz vermediysek, gelin bizi suçlayın. Bizden sadece, bu memlekette huzur, bu ülkede barış istiyoruz.

İstihbaratı çöken bir ülkede terörle mücadele yapılmaz. Ciddi ve güçlü bir istihbarat örgütünüzün olması lazım. Aynı zamanda teröre karşı olan diğer istihbarat örgütleriyle de sıcak, yakın ilişki kurmak gerekiyor; çünkü terörün yurt dışı kaynakları var. Terörle mücadelede en etkili yol, terörün finansman kaynaklarını kesmektir. Bir devletin yapılanmasında bu sorular sorulmuyorsa terörle mücadele edilemez. Terörle mücadele akıl, bilgi, birikim, deneyim ve en önemlisi liyakat işidir. Siz devlette liyakati tamamen çökertirseniz terörle mücadele edemezsiniz. Türkiye’de geldiğimiz nokta budur.”

Siz terörle mücadele edecekseniz terör örgütünün üyesi saydığınız kişileri Ankara’ya davet etmeyeceksiniz. Bunu yaptığınız andan itibaren terör örgütünü meşrulaştırmış olursunuz. Terörle mücadele edecekseniz devleti, gayri meşru bir organla yani terör örgütüyle muhatap kılmayacaksınız. Masaya oturmayacaksınız. Oslo’da, Habur’da masaya oturdunuz. ‘Bu yolla terör önlenmez’ dedik. Önleyemediler. Faturayı kim ödüyor? Bu Ankara’da iktidar olan beylerin çocukları mı ödüyor? Hiçbirisi askere gitmiyor onların. Bu ülkenin gariban Anadolu vatandaşlarının çocukları ödüyor. Vicdanım sızlıyor. Böyle bir devlet yönetimi olamaz.”

“Terörü önleyecekseniz radikal, cihatçı gruplara kucak açmayacaksınız”

20 Temmuz’dan bu yana 843 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Siyasi sorumlusu kim bunların? Bir Allah’ın kulu çıkıp, ‘Bu işin siyasi sorumluluğu bana aittir. Ben önleyemedim. Bu nedenle görevi bırakıyorum’ dedi mi? Demedi. Niye demiyor? Bu işin sorumlusu kim? Ülkeyi yönetendir dünyanın her tarafında bu işin sorumluları; ama hiç kimse sorumluluk almıyor. Terörü önleyecekseniz radikal, cihatçı gruplara kucak açmayacaksınız. Onlara silah göndermeyeceksiniz. Onları korumayacaksınız. Onların arkasında durmayacaksınız. Durursanız terör batağı içinde bir Türkiye tablosuyla karşı karşıya kalırız” dedi.

“Niye canlı yakalamıyorsun?”

Ankara’da Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov’un suikastla öldürülmesinin haince bir saldırı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Yakışmıyor Türkiye’ye, yakışmıyor. Öldüren kişinin polis olması, ayrıca üzerinde durmamız gereken bir noktadır. O kişinin canlı yakalanmayıp da öldürülmesi ayrıca üzerinde durmamız gereken bir noktadır. Kimse yok, niye canlı yakalamıyorsun? Hiçbir yabancının kendi ülkemizde bir suikasta kurban gitmesini istemiyoruz. Onları korumak Türkiye Cumhuriyeti’nin şerefidir. Yeteri kadar koruyamıyorsak ciddi sorun var” diye konuştu.

Büyükelçi Karlov’un suikastıyla ilgili hükümet yetkililerine çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, “Sorun onu öldürenden çok onu azmettirenleri bulmamız gerekiyor. Kim azmettirdi, kim silahı verdi? Fotoğraflara bakın, arkasında duruyor. Büyük bir kararlılıkla duruyor. Sloganlar atıyor. Vurduktan sonra yere düşen büyükelçiyi ayrıca kurşunluyor. Böyle bir tablo bu ülkenin vatandaşlarının hak ettiği bir tablo değildir. Şiddetle kınıyoruz böyle bir tabloyu. Hükümet yetkililerine sesleniyoruz. Bunun faillerini mutlaka bulun, yargının önüne çıkarın” dedi.

Kaynak: DHA

Bir cevap yazın

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.