Bekir Ağırdır: Erdoğan bir hareketin lideri değil artık

23 Haziran İstanbul seçimi sonuçlarını doğru tahmin eden kamuoyu araştırma şirketi KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, AKP’nin 17 yıllık iktidarı boyunca ilk kez yenildiğini ve bunun da çok önemli olduğunu söyledi.

Şalom Gazetesi’nden Elif Uluğ’un haberine göre, Ağırdır AKP’yi neyin beklediğini öngörmek için iki kıstasa bakılması gerektiği görüşünde. Bunlar ilki AKP’nin sokak örgütlenmesi. Artan iç göçle insanların camilerde örgütlendiğini ve AKP’nin iyi bir ağ kurduğunu anlatan Ağırdır, sorunların yerinde tespitinin zamanla oya dönüştüğüne işaret etti.

2011’den sonra örgüte eklenenlerin güç-çıkar ilişkisinin iktidarda bozulmaya neden olduğunu belirten Ağırdır, “Bugün baktığınızda o efsane AK Parti örgütü yok. Nitekim son seçimde de gördük, ev ev dolaşan, her şeyi bilen, izleyen bir örgüt yok. Dolayısıyla birinci bacağı felç oldu” diye konuştu.

AKP’nin 2011’den itibaren kendi kitlelerini ve seçmenlerini siyasallaştırıp, kutuplaştırdığını ve çıkar ilişkisi ağı haline dönüştüğüne değinen Ağırdır, iki bacağın birden felç olduğunu ve AKP’nin ne olduğunu anlayamadığını ifade etti.

‘AKP CHP’lileşti’ tespitinde bulunan Ağırdır, görüşlerini şu sözlerle sürdürdü:

“…beslenme damarları tıkandı diyorum ben, hatta CHP’lileşti. CHP gibi, yeni bilgi ve insanlardan beslenme yeteneğini kaybetti, dolayısıyla mekanizmalar hanelerden ve sokaklardan İstanbul’a, Ankara’ya doğru çalışmıyor. Ankara’dan, hatta saraydan aşağıya doğru çalışıyor.”

Ağırdır’ın AKP’nin başarı hikayesini yitirmesi ile ilgili tespitlerinin satırbaşları şöyle:

“Kendi içlerinde siyasi ve fikren çok ciddi bir ayrışma var. Siyasi İslam diye başlayan ama bir kısmı da demokrat muhafazakâr olan insanlar arasında, son 7-8 yılda olanlar hakkında çok ciddi ayrılıklar var. Kutuplaşma nedeniyle belki sokağa çıkıp söyleyemiyorlar; sol sosyal demokrat dünyada olduğu gibi medya önünde yapamıyorlar bu tartışmaları ama içeride çok derin – hem ideolojik, hem felsefi – bir tartışma olduğu muhakkak. En azından ben bir kısmını izlemeye çalışanlardanım. Güç bozulmasının, iktidar bozulmasının devletle yan yana, bu kadar iç içe olmanın, devletçi zihniyetin partiyi, dava dedikleri şeyi nasıl ele geçirdiğine dair tartışmalar kendi içlerinde de var. Hem fikren, hem insan kaynağı bakımından AK Parti kendini yenileme kapasitesini kaybetti. Bir yenilenme çabasının başarı şansı yok.

Muhtemelen 10-20 sene sonra da hayatımızda AK Parti olacak çünkü öncülleri olan Adalet Partisi, Anavatan gibi geleneksel sağ dünyadan gelen partilerden farklı olan tarafları bir yandan kitle partisi olmaları, bir yandan da çok çelik bir çıkar ilişkisi içinde olmaları ve halen bir ideolojik tarafları olması. AK Parti’nin Refah’tan farkı biraz daha merkeze doğru olmasıydı. Geleneksel sağı, Adalet Partisi, ANAP geleneklerine de yayılmış olan bütün o farklılıkları içine alan ama daha demokrat bir pozisyondan başladı 2002’de. Hâlbuki bugün ne demokratlık, ne çoğulculuk, ne çok seslilik kaldı. Bütün bu problemlerle karşılaştıkça giderek 94 öncesi siyasal İslamcı siyasi söyleme doğru dönüyor. Aklı öyle çalışmasa da aklı liderinin iktidarını sürdürmek üzerine kurulu. Öyle bir dava filan yok ortada o nedenle bir ideolojinin, bir hareketin liderini konuşmuyoruz; liderin elindeki bir aygıtı konuşuyoruz bence. AK Parti’nin dönüşümünü tarif edecek laf budur.

Erdoğan bir hareketin lideri değil artık, AK Parti şimdi liderin elinde bir aygıt. Öyle kolay bir dönüş olmayacak, parçalanacak. Evet, başka insanlar girecek.”

Bir cevap yazın

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.