Zeybekci, Türkeş, Avrupa ve “Kahramanlar İtibarsızlaştırılamaz”!

Güven Akıncı

Güven Akıncı

1971 Malatya doğumlu. Gazi Üniv. İktisadi Bilimler Fakültesi mezunu. Gazeteciliğe 1994 yılında Yeni Şafak gazetesinde muhabir olarak başladı. Selam, Ülke, Vakit, Yeni Şafak, Sabah, Gerçek Hayat, İsviçre Post, Star Gazetesi gibi gazetelerde yazıları yayınlandı. Evli ve iki çocuk babası. Ticari ve sosyal faaliyetlerinin yanında yazmaya devam ediyor.

Zeybekci, Türkeş, Avrupa ve “Kahramanlar İtibarsızlaştırılamaz” !

Yok yok, günün anlam ve önemine binaen bir coşkuyla demiyorum, gerçekten;

Düşünün!

Bir millet ki, topa tanka bedeniyle karşı durmuş, kurşunlara savaş uçaklarına hedef olmuş ama ülkesini teslim etmemiş…

Sehit olmuş, gazi olmuş bir an bile pişman olmamış. Yüksünmemiş! “Sabah sporumu yaptım, öğlen yemeğimi yedim“ doğallıgıyla yaşamış bütün olanları.

“Düşman içeriden, hain yakındayken“ gibi dünyanın en korkunç duygusal gel-gitlerini yaşarken zaafiyet göstermeden yapmış üstelik bunu..

Sonra…Bu destanın seneyyi devriyesi olmus.

Sehitler bulundukları yerden mutlu gülümser, yakınları, şehit yakını olmanın gururuyla özlerken çokça…

Gaziler bedelini peşin ödedikleri “bu ülkede yaşamak“ ın huzurunu derinden hissederken…

Kahramanlığı hakedenler yani, hakettikleri şerefli pozisyonu geriden izlerken…

Bakmışsınız!!

Sahneyi çirkin politik çıkarlar, politik yüzler almış!

Bir kahramana asla ne yapamazsınız biliyor musunuz? O`nun gururunu incitemez, O`nun itibarını zedeleyemezsiniz!

Kahramanlar asla itibarsızlaştırılamaz! Cünkü onlar izzeti de şerefi de aşkın dünyaların Sahip`inden almışlardır…

Başbakan yardımcısı Türkeş, eger Hollanda`ya Amsterdam sokaklarında turlamak için gitmek istese ve ev sahibi tarafindan kabul edilmeseydi, sorun degildi!

Ekonomi Bakani Zeybekci, Viyana`ya elmalı turta yemeye gitmek istese ve reddedilseydi dert etmezdik!

Kabinenin adı geçen iki üyesi kalkıyor, Avrupa`ya hem de 15 Temmuz Destanı`nı anlatmaya niyetleniyor üstüne de ev sahipleri tarafindan kabul edilmiyorlar. “Hopp beyler ne yaptığinızın farkinda misiniz?“ diye uyaran da yok…

O çifte standartçı Avrupa değil mi, tam da 15 Temmuz dolayımında gercek yüzünü gösterip, durduğu tarafı seçen?

Darbeci hainlere oturum verip hamiliklerini üstlenen, güdümlü medialarıyla şapkadan tavşanlar çıkarıp o direnişi görmezden gelen Avrupa degil mi?

Sayın bakan(lar), kime neyi anlatacaksınız? şayet anlatmak istediğinizi, siz anlamış olsaydınız rededileceğinizi bile bile Avrupa`ya gitmek istemezdiniz. Darbeyi destekleyenlere,“darbeyi anlatmak istemek“ ne büyük bir aymazlık?

Kendi soydaşlarımızla biraraya gelip, 15 Temmuz`u konuşmak istemeniz anlasılır tabii ki..Ama geçmiş örneklerden gördüğümüz üzre siz bunu da yapmıyorsunuz.. Elçilik rezidansında ya da bir otelin salonunda bir gurupla temaaşa edip, onlarla selfi çektirip(ki çoğunu bütün derdi bu) dönüyorsunuz memlekete..

Banker Bilo filmini bilirsiniz. Filmin en “ohh“ dedirten sahnesi hani; Bilo holdingin başına geçtikten sonra purosunu yakıp “ şimdi ben bu holdingin sahibiyim ele mi?!!!“ dediği sahne..Işte Almanya`daki örgütlenmeleri dışında tutarak rahatlıkla diyebilirim ki, sair Avrupa ülkelerindeki stk örgütlerimiz Banker Bilo`nun o hali kadar cahil, o kadar habersiz o kadar hadiseye yabancılar…

Avrupa`daki lobimiz, sivil toplumumuz diye bildigimiz –çok azı müstesna- yapılanmalar iki amaca erekte olurlar; “Türkiye`ye gidince itibar görmek, Türkiye`den gelen devlet büyüklerini gezdirmek“

Değer mi bunun için Avrupa`ya koz vermeye?

Temsil ettiğiniz kahraman millet, sizden başka ülkelerin kapısından kovulmanızı değil 15 Temmuz Direnişi`ni bizzat sizin anlamanızı bekliyor…

Bir cevap yazın

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.