Trump, Türkiye’yle ilgili hangi politikaları savunuyor?

ABD ve Türkiye arasında son dönemde başta Suriye, YPG (Halk Savunma Birlikleri), Irak, Türkiye’deki haklar ve özgürlükler, 15 Temmuz darbe girişimi ve Fethullah Gülen’in iadesi olmak üzere çeşitli konularda gerilim yaşanıyor.

ABD’nin 45. başkanı seçilen Donald Trump, seçim kampanyası döneminde genel olarak dış politikaya çok eğilmedi, Türkiye’den ise hiç bahsetmedi.

Ancak Trump’ın genel dış politika anlayışı son dönemde Orta Doğu, Suriye, Kürtler ve Rusya’yla ilgili açıklamaları ile Türkiye’yle ilgili de konuştuğu Amerikan New York Times gazetesine verdiği röportaj, onun olası Türkiye politikaları hakkındaki bazı çıkarımları mümkün kılıyor.

Öncelikle, önümüzdeki dönemde Trump’ın Türkiye politikasını belirleyecek en önemli konulardan biri, Suriye olacak gibi görünüyor.

‘Suriye konusunda Trump’ın siyaseti Ankara’dan çok farklı’

Donald Trump, izolasyoncu dış politika anlayışına paralel olarak, Orta Doğu’da rejim değişikliği için gerçekleştirilen askeri müdahaleleri de, bu değişikliklere kaynak aktarımını da eleştiriyor.

Yeni muhafazakârlarla (Neo-con’lar) bu açından ayrışan, Cumhuriyetçi George W. Bush iktidarı döneminde gerçekleştirilen Irak Savaşı’nı eleştiren Trump, Clinton’ı da, ABD Dışişleri Bakanı olduğu dönemdeki Libya müdahalesi nedeniyle defalarca eleştirdi.

Trump, IŞİD’le savaşı sürdürmekle birlikte Suriye krizini de Rusya ile görüşerek çözmek istediği izlenimi veriyor.

Beşar Esad
Beşar Esad

Oklahoma Üniversitesi Orta Doğu Çalışmaları Müdürü Prof. Dr. Joshua Landis, bu konuda Trump ile Türk hükümetinin hedeflerinin çeliştiğini belirtiyor:

“Donald Trump, IŞİD’i yenmek için Rusya’yla çalışmak istiyor, bu da dolaylı olarak Esad’la çalışmak istediği anlamına geliyor.

“Trump, Orta Doğu’daki savaşlarla Amerika’nın değil Orta Doğu güçlerinin kendilerinin baş etmesi gerektiğini düşünüyor. O, güçlü liderlerin bugünkü Orta Doğu’ya çözüm olduğunu söylüyor. Bu, Türkiye için iyi bir şey olarak görülebilir. Çünkü tabii ki Erdoğan güçlü bir lider. Ancak Trump’ın politikası, Erdoğan’ın Suriye’de Esad’dan kurtulma politikasıyla çelişiyor”.

‘Türkiye için Suriyeli isyancıları terk etmek zor olur’

Peki Trump yönetiminde, ABD ve Türkiye’nin, Esad’ın iktidarının sürmesi konusunda anlaşması olasılık dışı mı?

Landis, olasılık dışı olmadığını ama çok zor olduğunu düşünüyor:

“Erdoğan eğer Ruslar ve Trump’la anlaşma yapacaksa bu, onun için iyi olacaktır. Esad da Suriye’de bağımsız bir Kürdistan istemiyor. Eğer Erdoğan, Esad’ın Kürt bölgesi dahil tüm ülkedeki egemenliğini kabul ederse tabi ki Türkiye, Trump çözümünü kucaklayabilir.

“Bu ise büyük oranda Rusya’nın çözümü olacak. Ama bu durumda Türkiye’nin Suriyeli isyancıları terk etmesi gerekecek. Türkiye için bunu yapmak zor olacaktır.”

Trump da Suriyeli Kürtleri desteği savunuyor

Demokrat başkan adayı Hillary Clinton’ın Türkiye’nin eleştirdiği YPG (Halk Koruma Birlikleri) ile ilişkide çok daha ısrarcı olduğu biliniyordu.

Ancak Trump da Suriyeli Kürtlerin desteklenmesini savunuyor.

Suriye Demokratik Güçleri
YPG’nin ana gövdesini oluşturan Suriye Demokratik Güçleri

Trump, Temmuz ayında New York Times’ta yayımlanan röportajında “Ben Kürtlerin büyük hayranıyım” demiş, soruyu soran gazetecinin “Ama Erdoğan değil, bu durumla nasıl baş edeceksiniz” diye sorması üzerine şu cevabı vermişti:

“İdeali, onların hepsini bir araya getirmek olur. Ve bu bir olasılık olur. Ama ben Kürt güçlerin büyük bir hayranıyım. Aynı zamanda, Türkiye’yle potansiyel olarak çok başarılı bir ilişkimizin olabileceğini düşünüyorum. Ve ikisini bir şekilde bir araya toplamak gerçekten harika olacaktır.”

Uluslararası düşünce kuruluşu Carnegie Endowment for International Peace uzmanlarından, eski Avrupalı diplomat Marc Pierini ise YPG gerilimi konusunda, “ABD ve Türkiye’nin bu konudaki pozisyonundaki geniş boşluğun kolay kapanıp kapanmayacağı net değil” diyor ve Ankara-Washington hattında bu konudaki sert görüş farklılıklarının var olmaya devam etmesinin muhtemel olduğunu belirtiyor.

‘Trump, Türkiye’deki demokrasinin durumunu umursamaz’

Özellikle 2013’ten bu yana, ABD ve genel olarak Batı’dan, AKP hükümetine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğüyle ilgili yöneltilen eleştiriler artıyor.

Joshua Landis, “Trump’ın demokrasinin desteklenmesiyle ilgisi yok, o istikrara bakıyor. Ve o, güçlü liderlere inanıyor” diye konuşuyor.

Trump’ın izolasyoncu dış politika anlayışı ve güçlü liderlere desteği düşünüldüğünde yeni ABD liderinin Türkiye’ye, demokrasi ile insan hakları ve özgürlükler konusundaki eleştirileri artırmayacağı düşünülüyor.

Cumhuriyet
Cumhuriyet gazetesi önünde protestolar

Trump, New York Times’taki röportajında, Erdoğan’a yönelik, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yürütülen tasfiyelerle ilgili eleştirilerin hatırlatılması üzerine, “Bizim ülkemizin de birçok yurttaşlık hakkı sorunu var” cevabını vermişti.

Asıl olarak ABD içindeki yurttaşlık hakkı sorunlarına odaklanmayı savunan Trump röportajda, 15 Temmuz gecesi sokağa çıkan insanlara hayranlığını da dile getirmişti.

‘Fethullah Gülen’in iadesi kararı yargının’

Türkiye ile ABD arasında son dönemki gerilimin önemli başlıklarından biri de, ABD’nin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilişkisi iddiası ve Fethullah Gülen’in iadesi konusu oldu.

Trump, iade konusunda herhangi bir açıklamada bulunmadı.

Ancak uzmanlar, Gülen’in olası iadesi konusunda ‘bunun yargının işi olduğu’ söyleminin öne çıkacağını söylüyor.

Fethullah Gülen
Fethullah Gülen

Marc Pierini, “Türkiye’nin Gülen’in iadesi talebi konusu ABD’nin yeni başkanının kim olacağıyla ilgili değil. Bu, ilgili kişinin temyizini de içerecek şekilde doğal seyrini izleyecek bir yargı sürecidir. Bu süreç de, yeni başkanın görev süresinin en az yarısına kadar devam edecektir” diyor.

“Şu ana kadar Washington’da hiç kimsenin elinde, darbe girişimini emrini Gülen’in verdiğine dair kanıt yok. Türkiye bunu sunarsa bu değerlendirilecektir” diyen Landis ise iadenin Türkiye’deki siyasi gelişmelere de bağlı olduğunu düşünüyor:

“Erdoğan daha fazla gazeteyi kapattıkça, gazetecileri tutukladıkça, ifade özgürlüğünü kısıtladıkça ve üniversitelerin peşine düştükçe ABD siyasi açıdan Fethullah Gülen’i iade etmeyi daha az tercih edecektir”.

Trump’ın Müslümanlara yönelik yaklaşımı etki yaratabilir

Bütün bunların yanında doğrudan Türk-Amerikan ilişkileriyle ilgili olmasa da Trump’ın bazı politikalarının Türkiye’de tepkiyle karşılanması ve iç siyasetin konusu olması da mümkün.

Erdoğan’ın dünya Müslümanlarının önemli liderlerinden biri olma iddiası ve Türk kamuoyundaki olası tepkilerin, onu, başkan olması durumunda Trump’ın ABD’deki Müslümanlara yönelik olası ayrımcı politikalarını eleştirmeye itebilir.

Bunun da Ankara ve Washington’ın karşılıklı söylemlerine etki edebileceği düşünülüyor.

Tabii, Trump’ın Müslümanlara yönelik seçim zamanında savunduğu politikaları hayata geçirmeyebileceği, bunların seçim zamanındaki popülist söylemle ilgili olduğu yorumları da yapılıyor.

Ayrıca Trump’ın özellikle zengin Körfez ülkeleriyle ilişkileri derinleştirmek istediği de biliniyor.

‘ABD, Türkiye’yi müttefik olarak tutmak isteyecek’

Olası bütün farklılıklara rağmen uzmanlar, ABD’nin bölgedeki çıkarları nedeniyle Türkiye’yle müttefikliğine önem vereceği görüşünde.

İncirlik Üssü
İncirlik Üssü

Pierini “Ankara ve Washington arasındaki ayrımlar sürüyor ve sürecek gibi duruyor. Bundan dolayı bir sonraki ABD Başkanı’nın temel hedefi, ABD seçim kampanyasındaki ve Türkiye’deki iç siyasetteki anlatıların ötesinde, bu farklılıkları ve minimize etmek, bunları yönetmektir” diyor.

Landis de, “Geniş anlamda olarak ABD politikasına bakarsak bu şudur: Türkiye’yi bir müttefik olarak tutmak ABD çıkarlarına uygundur. Türkiye temelde stratejik olarak çok önemli bir ülke” diye konuşuyor.

Trump döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin nereye gideceğini zaman gösterecek.

Ama bilinen şu ki, Washington-Ankara ilişkisi Orta Doğu’daki gelişmelerden de büyük oranda etkilenerek seyir alacak.

Tabi, Trump’ın dış politika programının hâlâ belirsizliklerle oldu olduğunu ve politika değişiklikleri konusunda son derece esnek bulunduğunu da not etmek gerekiyor.

Donald Trump: Müslümanların ABD’ye girişi durdurulsun

ABD’de Cumhuriyetçilerin başkan aday adaylarından Donald Trump, Kaliforniya eyaletinde geçen hafta yaşanan saldırının ardından, ülkeye göçmen ya da turist olarak girmek isteyen Müslümanların geçici olarak engellenmesini istedi.

Kamuoyu yoklamalarının Müslümanların Amerikalılara yönelik nefret beslediğini gösterdiğini iddia eden Turmp, bu durumun Amerikan halkını risk altına soktuğunu söyledi.

Trump, Güvenlik Politikaları Merkezi (Center for Security Policy) gibi düşünce kuruluşlarının kamuoyu yoklamalarına atıfta bulunarak “Bu nefret nereden geliyor ve nelerden kaynaklanıyor, bunu bulmak zorundayız” dedi.

Trump “Tehdidin ne kadar ciddi olduğu anlaşılana kadar” sınırın kapalı kalmasını istedi.

Beyaz Saray yazıl ıbir açıklama yaparak Trump’ın bu sözlerini eleştirdi.

Beyaz Saray’ın açıklamasında “Bu Amerikan değerlerine ve ulusal güvenlik çıkarlarına aykırıdır” denildi.

3 Aralık günü silahlı bir çift, Kaliforniya’nın San Bernardino kasabasında engellilerin hizmet aldığı bir sosyal hizmetler kurumuna saldırı düzenlemiş, 14 kişiyi öldürmüştü.

Soruşturmayı yürüten FBI’ın Los Angeles ofisinin yardımcı direktörü David Bowdich, çiftin bir süredir radikalleşmiş olduğunu söylemişti.

Donald Trump Kasım 2016’da yapılacak olan ABD Başkanlık seçiminde Cumhuriyetçi Parti’nin en güçlü aday adaylarından.

Milyoner bir iş adamı olan Trump, göçmen karşıtı söylemleriyle tanınıyor.

Trup başkan seçilmesi halinde ABD- Meksika sınırına duvar ördüreceğini ve ülkedeki tüm Suriyeli göçmenleri ülkelerine geri göndereceğini açıklamıştı.

Donald Trump kimdir?

Donald Trump

70 yaşındaki ünlü Amerikalı iş adamı Donald Trump önce Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı oldu, sonra da ABD’nin 45. başkanı seçildi. 20 Ocak 2017’de görevi Barack Obama’dan devralacak Trump, çok zorlu bir seçim yarışının ardından belki de ABD tarihinin en büyük seçim sürprizine imza attı.

Donald Trump, Forbes dergisinin “Dünyanın En Zengin 400 İnsanı” listesinde yer alıyor.

Dergiye göre Trump’ın serveti yaklaşık 3 milyar 700 milyon dolar. Trump ise bu rakamın 10 milyar dolar olduğunu iddia ediyor.

Trump, daha önce 2000’de yapılan seçimlerde Reform Partisi’nden başkan adayı olmuş ama bir süre sonra adaylıktan çekilmişti.

 

Donald Trump, Haziran 2015’te, 2016’daki seçimde Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olduğunu açıkladı. Seçim vaatleri ise hem ABD’de hem de dünyada büyük tartışmalara neden oldu.

Trump seçim sloganı olarak “Make America Great Again” (Amerika’yı yeniden yüceltmek) sloganını kullandı. Aynı sloganı 1980’de ABD Başkanı seçilen bir diğer Cumhuriyetçi siyasetçi Ronald Reagan da seçim kampanyasında kullanmıştı.

2016 ABD başkanlık seçimleri Clinton-Trump tartışması

Tartışmalı sözler, vaatler

Donald Trump’ın seçim vaatlerinde göçmenler, Müslümanlar, güvenlik ve IŞİD ile mücadele konularındaki görüşleri ön plana çıktı.

Amerika’daki camilerin gözetim altında tutulması gerektiğini düşünen Trump, Müslümanların emniyet güçleri tarafından “terörle mücadele” kapsamında fişlenmesi gerektiğine inanıyor.

Trump, ülkesinin Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütüyle mücadelede tutuklularda boğuluyormuş hissi uyandıran su işkencesi ve diğer “sert sorgulama” yöntemlerini kullanması gerektiğini söylemişti.

ABD’nin yeni başkanı seçilen Trump, tahminen yaklaşık 11 milyon yasadışı göçmenin sınır dışı edilmesini savunuyor. Trump ayrıca doğumla gelen vatandaşlık hakkını da sonlandırma yanlısı.

Ünlü iş adamı örneğin yasa dışı göçü önlemek için seçilmesi halinde ABD-Meksika sınırına duvar öreceğini, duvarın parasını Meksika’ya ödeteceğini vurgulamıştı.

Rusya lideri Vlamidir Putin ile çok iyi geçineceklerini söyleyen Trump Çin ile ticaretin de daha eşitlikçi olmasını sağlayacak bazı adımlar atılması istiyor.

Trump, Irak ve Libya’da da durumun ölen iki diktatörün ardından “çok daha kötü” olduğunu düşünüyor. Bir keresinde, “Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi iktidarda olsaydı, dünya daha iyi bir yer olurdu” demişti.

“Clinton çifti için soruşturma”

Donald Trump seçim kampanyası boyunca yapılan tartışmalardan birinde Clinton’ın “başkanlık için gerekli dayanıklılığa sahip olmadığını” söyleyemişti.

Trump, Hillary Clinton’ın Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemde kendi kişisel e-posta hesabından resmi yazışmalar yaptığını ve kampanya ekibinin bunları silerek gizlemeye çalıştığını hatırlarak, “Bunu özel sektörde yapsaydın hapse girerdin” demişti.

Ayrıca eski Başkan Bill Clinton’ı tecavüzle suçlayan Trump Hillary Clinton’ın da kocasını koruduğunu iddia etmişti.

Donald Trump, başkan seçilmesi halinde Clinton çifti hakkında soruşturma başlatacağını söylemişti.

Donald Trump

Babasının şirketinde çalıştı

Donald Trump, Haziran 1946’da New York’ta doğdu.

1960’lı yılların başında liseyi kötü hal ve gidişi yüzünden terk etmek zorunda kaldı

Ardından askeri akademide okudu ve 1968’den sonra Pensilvanya’da bulunan Wharton Institute’de işletme bilimleri eğitimi aldı.

Üniversite yıllarında babası Fred Trump’ın emlak ve inşaat firmasında çalıştı.

1999’da babasını alkol bağımlılığı sebebiyle hayatını kaybetmesiyle, hayatı boyunca alkollü içkiden ve sigaradan kaçındı.

Donald Trump

Trump İmparatorluğu

Donald Trump, ailesinin Brooklyn ve Queens’te bulunan işleriyle yetinmedi, harabe halindeki Commodore Otelini Grand Hyatt oteller zincirine dönüştürdü.

Manhattan’daki bir binayı alarak 68 katlı ünlü Trump Tower’ı inşa etti, çok sayıda otel açtı.

Ayrıca eğlence sektöründe de adeta bir imparatorluk kuran Trump 1996-2015 yılları arasında Miss Universe, Miss USA, and Miss Teen USA güzellik yarışmalarının organizasyonunu yaptı.

2003’te Amerikan NBC televizyonunda yayımlanan ve yarışmacıların Trump’ın şirketinde bir yönetici pozisyon için yarıştığı “The Apprentice” (Çırak) programında ekrana çıktı.

Donald Trump ve ailesi
Trump, eşi Melania ve çocukları seçim kampanyası duyurusunda

3 kez evlendi

Donald Trump’ın 3 evliliğinden 5 çocuğu bulunuyor.

Trump ilk olarak 1977’de, Çekoslavakya doğunlu ünlü manken ve atlet Ivana Zelnickova ile evlendi. Bu evlilikten Donald Jr., Ivanka ve Eric adında üç çocukları olan çift 1990’da boşandı.

1993’te Amerikalı televizyoncu Marla Maples ile evlenen Trump’ın, bu evlilikten Tiffany adlı kızı doğdu. Çift 1996 yılında ayrılma kararı aldı.

Trump son olarak 2005 yılında Slovenya doğumlu ünlü model Melania Knauss ile evlendi. Çiftin oğulları Barron Trump 2006 yılında dünyaya gelmişti.

Bir cevap yazın

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.