Senin Atan Bir Melekti Yavrum!

Güven Akıncı

Güven Akıncı

1971 Malatya doğumlu. Gazi Üniv. İktisadi Bilimler Fakültesi mezunu. Gazeteciliğe 1994 yılında Yeni Şafak gazetesinde muhabir olarak başladı. Selam, Ülke, Vakit, Yeni Şafak, Sabah, Gerçek Hayat, İsviçre Post, Star Gazetesi gibi gazetelerde yazıları yayınlandı. Evli ve iki çocuk babası. Ticari ve sosyal faaliyetlerinin yanında yazmaya devam ediyor.

Mavi gözlü bir melekti senin Ata’n..

Bak! Kendisini öldürmek isteyen “suikastçıları“yla ilgili ne anlatmıştı :

”Ziya Hurşit’in beni öldürmek için görevlendirdiği iki zavallı vardı. Sorguları yapıldıktan sonra bunlardan birisini yanıma çağırdım. Odada kimse yoktu. Kendisine sordum:

-Sen Mustafa Kemal’i öldürecekmişsin, öyle mi?

-Evet! dedi. Ben gene sordum: -Mustafa Kemal, ne yapmış ki onu öldürecektin?

-Fena bir adammış da… Memlekete çok fenalık yapmış!… Sonra, bize onu öldürmek için para da vereceklerdi!…

-Sen Mustafa Kemal’i tanıyor musun?

-Hayır!

-O hâlde, tanımadığın bir adamı, nasıl öldürecektin?…

-Geçerken işaret edecekler, “Mustafa Kemal, işte budur!” diyeceklerdi. Biz de öldürecektik.

O zaman cebimden tabancamı çıkararak kendisine uzattım:

-Mustafa Kemal benim!… Haydi, al eline tabancayı… Öldür!… dedim.

Adam, benden bu yanıtı alınca, yıldırımla vurulmuş gibi oldu. Bir müddet şaşkın yüzüme baktıktan sonra, diz üstü kapanarak hüngür hüngür ağlamaya başladı. „

Mavi gözlü bir melekti senin Ata’n…

Mahalle Mektebi ve “tarlada kargaları kovma“nın ardından kanaatlanıp dönemin modern mektebine, yine dönemin şöhretli hocası Semsi Efendi`nin dizinin dibinde “elifba“ okumaya konan,

Mavi gözlü bir melekti…

Tarihe, ecnebi dillerini öğrenmeye meraklı, çocuk dünyasında dahi kendini ileride üniformalı düşleyen, her devrimci gibi biraz romantik yanının etkisiyle şair olmak aklından geçse de, önce askeri mektebe sonra Harbiye`ye 1283 apolet numarasıyla kaydolan bir melekti senin Ata`n yavrum…

Öğrenim hayatı; hayaller, başarılar tabii ki hep birincilikler… Ve !!!

Harekât ordularında kurmay subay,

Trablusgarb`da yerel teşkilatları örgütleyen bir milis,

Sofya`daki askeri ateşeliğinde “Arkadaşlarım muharebe cephelerinde ateş hattındayken ben burada kalamam“ diyen sorumlu bir asker,

Conkbayırı, Arıburnu ve Anafartalar`da komutan,

“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum“ haykırışıyla Gelibolu semalarında asılı kalmış bir gür ses,

Samsun`da bir ışık huzmesi,

Milli mücadelede kararlı Başkomutan ve Kurtuluş mücadelesinin muzaffer Mareşal’i..

Senin Ata’n bir melekti yavrum…

Ve sonra bütün yokluklarımıza imkansızlıklarımıza rağmen Cumhuriyeti kurduk. O ilk Cumhurbaşkanımız oldu ! (29 Ekim 1923)

5 ay sonra “halifelik“ (3 Mart 1924), takip eden zamanlarda da eski yazı kaldırıldı. Modern (!) yazıya geçildi. Şapka kanunu, Istiklal Mahkemeleri, Laiklik yeni Cumhuriyetimizin modernleşme atılımlarıydı (!) hep..

Melekler hiç ölmez ki yavrum! O hüzünlü sonbahar gününe (10 Kasim 1938) kadar tek Cumhurbaşkanımız olarak kaldı. Ve hep Cumhuriyetimizin “koruyup kollayanı” olarak yaşa(tıl)dı,yaşa(tılı)yor.

Kalu Bela`dan beri biliriz ki, melekler ateşten insanlar çamurdan yaratılmıştır!

Ve yine biliriz ki, insanın halifeliğine itiraz eden şeytan da bir melekti…(Bakara 30)

Senin Ata’n mavi gözlü bir melekti yavrum….

Bir cevap yazın

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.