Neredeyse araba fiyatına tesbihler!

“Osmanlı Sıkma Tesbih” küllerinden doğuyor; Kehribardan tesbihlerin fiyatı 30 bin lirayı da geçebiliyor. İki koleksiyoncunun Facebook’ta açtığı tesbih sever grubu, kısa sürede 70 bin kişiye ulaştı. Sitede tesbihçiler ürünlerini ustalara, koleksiyonculara sorup fiyatlandırabiliyor, takas ya da açık arttırma yoluyla ellerinden çıkarabiliyorlar. Hammaddesi kehribar olan tesbihlerde fiyat gramı 10 dolardan belirlenirken, üzerine ustalık ince işçiliği eklenince en az 1500 dolardan kapı açıyor.

Türk tesbih sanatı, alanında dünya liderliğini bırakmıyor. Osmanlıda en parlak günlerini yaşayan bu sanat, son zamanlarda ustaların, tutkunlarının çoğalmasıyla ve kolleksiyonerlerin sayesinde yeniden çıkışa geçti. Kimi zaman duaların, yakarışların aracı olan tesbih, bazı psikologların stres atma için tavsiye ettiği yol da oldu. Eski zaman külhanbeylerinin de vazgeçilmeziydi.

Orijinal tesbihlerde boya değil, gerçek doğanın renkleri kullanılıyor. Fosilden oluşanlar yakut, Oltu taşı gibi madenlerden üretilen rengini malzemesinden alıyor. Fildişinden üretilen tesbihler olduğu gibi, son zamanların favorisi “Osmanlı Sıkma” kehribarlar. Kakma, oyma , kaplama gibi süsleme sanatlarıyla, ustaların maharetli ellerinden geçen tesbihler, koleksiyoncuların da vazgeçilmezi…

Koleksiyoncular Remzi Aytekin ile Alemdar Gözübüyük’ünfacebook’ta kurduğu tesbihçiler grubu www.facebook/cinaraltitesbihmezat adlı site yerli yabancı kısa sürede 70 bin üyeye ulaştı. 2 Koleksiyoncu, Beyazıt Çınaraltı kültüründen yetişmiş ve sosyal medyada, o havayı yaşatmak, koleksiyoncu ve tutkulu tesbihçileri bir araya getirmek için grubu kurduklarını, ancak birden bu sayıya ulaşacaklarını kendilerinin de beklemediğini söylediler.

Remzi Aytekin, Türk tespih sanatında Osmanlı dönemindeki ruhu canlandırmak istediklerini belirterek şunları söyledi:

”Grubu Alemdar Gözüpek ile kurduk. Beyazıt Çınaraltı zaten bu kültürün doğduğu ve devam ettiği yerdi. Grubun ismi de buradan geliyor. Marka değerini sanal aleme taşıdık. Türk tesbih sanatına gönül verenlerle ülke ve yurt dışındaki koleksiyoncularla ve ustalarımızla bir araya geliyoruz, teknolojinin nimetinden faydalanıyoruz. Şu an takipçimiz 70 bin kişiye ulaştı. Arap ülkelerinde zengin arap şeyhleri, bu işe sahip çıkmak istiyorlar. Ama bu Osmanlı’dan gelen biz Türklerin kültürü zaten. Mirasımızı gelecek nesillere taşıyalım tanıtalım istiyoruz. Güzel sonuçlar elde ediyoruz.”

Ellerinde 300’ü aşkın Osmanlı döneminin ve yeni dönemin ustalarının yaptıkları değerli ürünlere sahip olduklarını belirten Alemdar Gözüpek şunları söyledi:

Yeni kolleksiyonların açılması için çabalıyoruz. Tarihten günümüze tesbihe değer verenler sadece Türklerdir. Gönüldaşlarımız tesbihlerini sergiliyor, bilgilerini aktarıyorlar. Ustalarımıza doğrudan ulaşıyorlar. Tesbihin geçmişini bilmek lazım. İslami kimliği olan insanlarız. Tesbih günlük hayatımızda, ibadetlerimizde yer alıyor. Bizde tutkunlarıyız, gönül verenler olarak yapılan işin kalitesini, tarihi dokusunu elimize aldığımızda görüyor, hissediyor, haz duyuyoruz. Mesela kehribardan yapılan tespihin en az 100 yılı geçmişi var. Taneleri çekerken oluşan kokuyu duyumsamak, aldığımız haz parayla ölçülemez. Koleksiyonculuk da böyledir. 150 yıllık bir Osmanlı kehribarından yapılmış tesbihi düşünün. Belki bizden önce 10 kişi kullanmış, bunda anılar, yaşanmışlıklar var, taneleri çekerken bunları hissediyoruz. Kehribardan yapılma Osmanlı Sıkma Tesbih, kalitesine göre 30 bin liraya alıcısını bulabilir.

Remzi Aytekin, geçmişte oltu taşı tesbihlerinin tercihte ilk sırayı aldığını, ancak günümüzde malzemesi kehribardan olanların talep gördüğünü belirtti. Başlarda açık sarı renkte olan kehribar tesbih taneleri çekildikçe 4-5 yıl içerisinde kırmızı renge dönüşüyor ve koku salıyor. Çam ağaçlarının fosilleşmiş reçinesi olan kehribarın bir de sıkma denilince sentetik çeşidi var. Onun fiyatları 20 bin dolara kadar çıkıyor.

Neden döviz üzerinden?

Ustalarında fiyatlar genelde dolar ve euro üzerinden telaffuz ediliyor. Bunun nedeni ham maddelerin yurtdışından dolar ve Euro ile temin edilmesi. Ustalar üzerine işçilik bedelini de ekleyip fiyatları oluşturuyorlar.

Kendilerine getirilen tespihin tarihsel değerini hangi ustanın yaptığını nasıl anlayabiliyorsunuz? sorusunu Remzi Aytekin şöyle cevaplandırdı: Her usta tespihine mutlaka imza şeklinde bir işaretler bırakır. Bazı ustalar belli malzemeyle çalışmıştır. Osmanlı ve hemen sonrasının ustaları zaten efsanedir ve tesbihleri çok iyi bilinir. Bizler tesbihin imamesinin şeklinden ve ustanın attığı imzadan anlayabiliyoruz, zamanla tecrübeyle edinilen bir bilgi oluyor.

Ortaklar, günümüzde ünlü siyasetçilerden, sinema oyuncularına ve spor dünyasında tanınan isimlerin gizli tesbih koleksiyoncuları oldukları bilgisini de verdi..

Tespih geçmişi ve ustaları:

İslam aleminde tesbih kullanımına Halife Hz. Ebubekir zamanında başlandığı bilinmekte. 1890 ve 1970’li yılları kapsayan Osmanlı döneminde zarafet ve estetik olarak zirveye ulaşan tespih sanatında, günümüze kadar ulaşan ve koleksiyonerlerin de gözdesi olan tesbihlerin ilk ustalarının ise, 19. yüzyıl başlarında ve II. Mahmut döneminde yetiştikleri biliniyor.

İstanbul Kapalıçarşı çevresinde 300’den fazla tesbih ustasının olduğu rivayette, en ünlü sanatkarların isimlerinden bir kaçı:

Tophaneli Sadık Usta

Sultan Abdülmecit devrinde ilk defa amber üzerine çalışan Topuz Usta

İmamesi halkalı tespihleriyle ünlü Beşiktaşlı Sağır Rıfat Usta

Horozun Salih Usta

Kehribar üzerine çalışan Süslü Mustafa ile Palabıyık Hayri Ustalar

Eyüplü Deli Tâhir usta

Fildişici Burhan Usta

Tesbih türleri 4 gruba ayrılır: Değerli taş (zümrüt, safir vb.), Fosil (Kehribar, Oltu), Ağaç (Gül, Od ağacı vb.), Hayvansal (İnci, Fildişi vb.)

Bir cevap yazın

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.