Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gördükçe utanıyorum ama bir taraftan hırsım, kinim artıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Ülkelerin Kalkınmasında Kadınların Rolü 6. Bakanlar Konferansı’nda konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Akdeniz’de, Ege’de derme çatma deniz araçlarıyla sınır kapılarında itilip kakılma pahasına Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan Müslümanları gördükçe utanıyorum, hicap duyuyorum. Ama bir taraftan da hırsım artıyor, kinim artıyor. O dergilerinin kapağına Aylan bebeğin resmini basmak suretiyle, ondan bir şeyler kotarmaya çalışanları gördükçe, kinim artıyor, hırsım artıyor. Çünkü dürüst değiller, samimi değiller” dedi.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Ülkelerin Kalkınmasında Kadınların Rolü 6. Bakanlar Konferansı’nda konuşan Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları:

“DÜKÜLEN KANLARIN FAİLLERİ DE MÜSLÜMAN”
Bölgemizde ve dünyanın her köşesinde dökülen kanlara, yitirilen canlara, uygulanan zulümlere, yaşanan mağduriyetlere baktığımızda sıkıntıyı hep Müslümanların çektiğini görüyoruz. Daha acısı, dökülen Müslüman kanlarının büyük bölümünün faillerinin de yine Müslümanlar olmasıdır. Müslümanların yaşadıkları coğrafyaların imkanları ve zenginlikleri başkaları tarafından kullanılıyor ama yitirilen canlar hep bizden oluyor. Bu çarpıklığın daha fazla devam etmesine izin vermemeliyiz.

“İSLAM DÜNYASI DAĞINIKLIK İÇİNDE”
İslam aleminin şu anda içinde bulunduğu en büyük sıkıntı; Rabbimizin emri istikametinde değil de ne yazık ki tersi demek istemiyorum o da bize yakışmaz, ona uzak bir tavır içerisinde yaşamamızdan kaynaklanıyor. ‘İnananlar kardeştir’ diyoruz ama ne yazık ki kardeşliğimizin gereğini yerine getirmiyoruz. ‘Hepiniz toptan sımsıkı Allah’ın ipine sarılın’ hükmü ilahisi mevcut ama hepimiz toptan sımsıkı Allah’ın ipine değil, başka yerlere sarılanlar var. Bu şekilde bir dağınıklık içinde olan bir İslam dünyası var, 1 milyar 700 milyon nüfus. Filistin meselesi başta olmak üzere uzun zamandır gündemimizde olan sorunları henüz çözememişken yeni ve daha büyük sınamalar çıkıyor.

“DAHA NE KADAR DUYARSIZ KALACAĞIZ?”
Etnik ve mezhebi ayrışmalara dayalı çalışmalar, soruyorum daha ne kadar sürecek? Bunlar karşısında daha ne kadar duyarsız kalacağız. Müslümanların erkekleri katledilir, kadınları, çocukları, yaşlıları her türlü zillete maruz bırakılırken İslam dünyası tek bir anını dahi nasıl huzurlu geçirebilir? Dışarıdan aranan kurtarıcıların zaten sorunların sebepleri olduğunu görmek için daha ne kadar acı çekmemiz gerekiyor?

“3 MİLYAR AVRO HALA GELECEK!”
AB bize söz vermiştir, ‘Size temmuz başına kadar 3 milyar avro vereceğiz’ demiştir. O günden bugüne gelen 200-250 milyon avro. Niye? Dürüst değiller, samimi değiller. ‘3 milyar avro göndereceğiz’ dediler hala gelecek.

“DAHA FAZLA SORUMLULUK ÜSTLENİRİZ”
Suriye ve Irak’tan gelen yaklaşık 3 milyon mülteciyi topraklarında barındıran, bölgede yanan ateşi söndürmek için her riski göze alan bir ülke olarak, daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazırız.

“BU ANLAYIŞLA GÜÇLÜ MİLLET OLUNMAZ”
‘Kadını tamamıyla her şeyden uzak tutalım, ilimden, irfandan her şeyden uzak tutalım, siyasi hayatın içinde bulundurmayalım, sosyal hayatın içinde bulundurmayalım, sadece evde bulunsun yeter’ Bu mantıkla, bu anlayışla güçlü bir milleti oluşturamazsanız. Onun için de ‘Batı niye bu kadar ileride’ deme hakkımız da yok.

“UTANIYORUM, HIRSIM, KİNİM ARTIYOR”
Ben diğer tüm sıfatlarımdan ari şekilde Türkiyeli bir Müslüman olarak Suriye’de yaşananlardan hicap duyuyorum. Irak’ta yaşananlardan hicap duyuyorum. Afganistan’da yaşananlardan hicap duyuyorum. Somali’de, Yemen’de, Libya’da yaşananlardan hicap duyuyorum. Akdeniz’de, Ege’de derme çatma deniz araçlarıyla sınır kapılarında itilip kakılma pahasına Avrupa ülkelerine gitmeye çalışan Müslümanları gördükçe utanıyorum, hicap duyuyorum. Ama bir taraftan da hırsım artıyor, kinim artıyor. O dergilerinin kapağına Aylan bebeğin resmini basmak suretiyle, ondan bir şeyler kotarmaya çalışanları gördükçe, kinim artıyor, hırsım artıyor. Çünkü dürüst değiller, samimi değiller.

“BİR MÜSLÜMAN’IN HADDİNE MİDİR?”
Arap Birliği’nin dik durması lazım. Niye dik durmuyorlar? Yani katil Esed’i savunmak samimi bir Müslüman’ın tavrı olabilir mi? 600 bini aşkın Müslüman’ı Suriye’de öldüren bir insanın, soruyorum hanım kardeşlerim sizlere, sizin duygularınız bu noktada çok daha hassastır, böyle bir insanı savunmak bir Müslüman’ın haddine midir? 600 bini aşkın Müslüman’ı öldürüyor. Kalkıp da hala Esed’i savunmak bir Müslüman’ın şanından değildir.

KADINLARIN KALKINMA HEDEFLERİNE KATKISI
Kadınların ülkelerimizin kalkınma hedeflerine katkı vermelerini istiyorsak önce onların haklardan ve fırsatlardan etkin biçimde faydalanmalarını temin etmeliyiz. Kadınların istihdam ve karar alma mekanizmalarına tam katılımları sağlanmadan ülkelerine, kendilerinden umulan katkıyı vermelerini beklemek gerçekçi değildir. Anne ve çocuk sağlığı, kızların eğitim-öğretimi ve kadına karşı şiddetin önlenmesi konularının şahsım, eşim ve ülkem için özel öneme sahip meseleler olduğunu bilmenizi istiyorum.

“TABANI İBADET DEMEKTEN DE ÇEKİNMEYE BAŞLADIM”
Ben diyordum ki; bunların tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı da ihanet diyordum. Şimdi tabanı ibadet demekten de biraz çekinmeye başladım. Çünkü bazı gerçekler olduğu halde hala aynı istikamette gidenler var. Temenni ederim ki Rabbim onlara da hidayet verir.

Bir cevap yazın

*

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.